Page 18 - e mushaf TR pdf
P. 18

014
                         Cüz  01  02  03  04  05  06  07  08  09  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30
          Bakara /94 – De ki:                                                                       Bakara /97 – De ki:
          Eğer Allah katında   2-Bakara Süresi              Yaprak 07B  Cüz 01   Süre 02  Sayfa 014  “Kim Cebrâil’e düşman
          âhiret yurdu (cennet)      Bu Cüz Yaprağa git  01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 Hizb 01 02 03 04  ise iyi bilsin ki, bu
          bütün insanlar içinde                                                                    Kur’ân’ı daha önceki
          yalnız size ait ise ve bu                                                               kitapları tasdik etmek,
                                                      ِ
          iddianızda samimi                ﴾٢﴿        ةرقبعلا ةروس         ﴾٢﴿            14     inananlar için bir rehber
          iseniz haydi ölümü                             َ   و  َ و                               ve müjde olmak üzere,
          istesenize! [62,6-8;                          َ َ                                        Allah’ın izniyle senin
          19,75; 3,61]                                                                             kalbine o indirmiştir.
                                                                                                    [4,150-151; 19,64;
                                                                 م                                  66,4] {KM, Daniel
          Bakara /95 – Fakat                      ن ف    ة            ة              ف ي ف
                            ن
          elleriyle yaptıkları işler    ح لا ـــ ةد   ع ـــ فن      ة ر ـــــــ  خ  لا   ر احدلا      م ك ـــــ ل   ت ـــــ ف  ــ ةن  ا  ةك   نا  ل   ق ــــــ  8,16-26; 9,21-27. Luka,
                                          ة
          ortada iken, ölümü asla                                                                        1,26-37}
          istemezler.
          Allah o zalimleri pek                م                                                     Bakara /98 – Kim
          iyi bilir.                                       ف                                       Allah’a, meleklerine,
                                                               ة
                                                                         ة
                                                  ف ي
                           ﴾٩٤﴿ ق د اـ ةني  ۛص م  ك فن ـ  ت ـ ف ـ ي   نا  ۛ تفوةملا ا وحن  ـ ةت ـ ةم ـ  ةف ساحنلا  نو د فنم ىة  ـ ۛ ص ـ     لاةخ  resullerine, Cebrâile,

          Bakara /96 – İnsanlar                                                                    Mikâil’e düşman ise,
          içinde dünya hayatına                                                                    iyi bilsin ki Allah da
          en hırslı olanların onlar                                                               kâfirlerin düşmanıdır.
          olduğunu görürsün.       ة ح          ن           ل      ة           ل ة          ة
                Hatta bu hırsta   ـ ي ي م ـ ةن   لاظ    لاةو   ح ةع ـ ييل ـ  ب  م ـ لا ـ  ۜ     فيا ت  ةق ام ـ ة ــ ةمحد ـ ف ـ ي ي د ـ ه ـ  فم   ب اىد ـ ةبا  هفوحن  ةي ـ ةت ـ ةم ـ  لةو ــ فن  Peygamber Efendimiz
          müşriklerden bile daha                                                                    (a.s.) Medineye hicret
                                                                                                    buyurduklarında Fedek
          ileridirler.                                                                           yahudilerinin bilginlerinden
                 Onlardan her biri                                                                   Abdullah ibn Sûriya,
          bin yıl yaşamak ister.   ة ح             ن                                   ة           münazara için bir grupla
                                                                         ل
          Fakat uzun ömür onu   ةنيذ  لا ن ــ ة ــ ي   مةو   ةو  ــ ني ــ  ةح ىل ــ ةع سا  ة  ـ حن ــ  لا   ۛ ص ر ــ فحا م  ة  لةو ــ ةت ــ  ج ـ حن ةد ـ  ه ــ ف  ﴾٩٥﴿  geldi. Sorduğu dört müşkil
                                                                     ة

          cezadan uzaklaştıracak         ۛ                                                          soruya doğru cevaplar
          değildir.                                                                                  aldıktan sonra; vahiy
                                                                                                     getiren meleği sorup
                Allah, onların bütün                                                 م             “Cebrâil” cevabını alınca
          yaptıklarını görür.                                                                     “O bizim düşmanımızdır, o
                                                                           ل
                               ه ـــ ةو  اةمةو     ة  ــ ةن ــ  ۛس ف ف ل     ة  ة ل م   ه د ـــــ   ــــ ف ـــ  فو  ي ــ ةع ـ حم ـ ر    لا ـ ۛ  ةحا  حدةو ـــــ ةي او  ك ــ  ة  ــــ  ر  ف شا ل  savaş ve şiddet getirir,
             “Âhiret sırf bizimdir”    ۛ                                                             bizim elçi meleğimiz
          demek, öldükten sonra                                                                     Mikâil’dir ki o müjde,
          herkes ya mahvolup yok                                                                   bereket, ucuzluk getirir.
          olacak, sadece biz                                                                      Eğer sana o gelseydi iman
          kalacağız; ya da herkes   ة           ن     ة      ف ل   ة   ف                           ederdik.” Bu uzun kıssa
                                                                                        ة


                                          ي
          cehenneme gidecek,   ۟نولةمفعةي   ةم ا   ب ريصةب     ح لاةو  ة     ي ـــ ةع ــ حم ـ ر    نا باذ  لا ن  ـــ  م يه ــ ة ـ ةع ـ   حز  فح ــ ز   ب ــ  م ــ  üzerine bu âyet nazil
          yalnızca biz cennete                      ۜ                                            olmuştur. Hz. Ömer’le ilgili
          gideceğiz ve orada biz                                                                 başka bir nüzul sebebi daha
          mutlu olacağız” demek                                                                         rivayet edilir.
          olur. Ölümden sonra böyle                                           ف
          ebedi bir mutluluğun yalnız  ف ة  ن  ة  ة     ة          ى      ة          ف               Bakara /99 – Biz
                                           ـ ل ـ
          kendilerine ait olduğuna   ك ب  ـ ل ـ  ةق ى  ةع  ه  ح  ةن  ه ــ ل ةز ـ     ي  ـ فب ـ ير ـ ل   ةف  ـ حن  ا ــ   ج ل  احو د ــــ    ةع نا  ك ــ  ـ  فن  ةم ل   ق ـــ ﴾٩٦﴿
          cidden inanmış olanların,                                                                 sana apaçık âyetler
          zahmetler, elemler ve                                                                           indirdik.
          kederlerle dolu olan şu üç -
          beş günlük dünya hayatına
                                                                                    ن
          sımsıkı sarılmalarının hiçbir                                                                Onları yoldan
                              ن
          anlamı yoktur. Bu   ىر    بةو ـــ فش ـ  ىد ــــ ى   هةو   ه  ــــ فيةد ـــ  ةي  ن   ام ـــــ ة   ةب  ـــ في ـ ة  ىق ح  ـــــ  د ـ  ل  ا   م  ــــ ۛ ص     ح لا    ن فذ ا   ب ـــ  çıkan sapıklardan
          düşüncede olanların bir an                                                               başkası inkâr etmez.
          önce ölümü temenni
          etmeleri gerekirken, onlar
          asla istemezler. Zira âhiret   ف                                                           Bakara /100 – O
                                                              ة
          için hazırladıkları şeyler     ا                                                         fâsıklar hem bunları
                                                      ى ن
          zulümler, cürümler,   ــــــ  ت ـــــ يه  ك  ن  ــــ ل ـــــ  ئ ــــــ  ةم ةو      ح   ل   احو د ـــ    ةع   نا  ةك  ن  ةم ـــ ف ــ  ﴾٩٧﴿ يــ ةن  ــ ين ـــ   م  فؤ  ف   ل ــ ل ــ  م ــ  reddedecek, hem de ne
          cinayetlerdir. Yani bunlar                                                                zaman bir antlaşma
          zaten sabıkalı kimselerdir.
          O kirli ellerin neler                                                                   yapsalar, içlerinden bir
          yaptığını, âhirete ne yüzle   ف                      ف                                     güruh onu bozup
          varacaklarını vicdanları                   ة                                             atıverecek öyle mi?
                                                           ة
                                                                         ة
                                             ف
                                                     ح ن
          duyar da dünya cennetinden      ل حود  ةع  ــ   ــ ل ـــ ك ـ  ف ا ــ ير ــ ةن  ة ح لا  ن ا ـــ ةف  ل ا ك ـ  ـ ي ــــــ  ي مةو ل  ــ فب ــ ير ـــ   جةو ــ يه  ــ  ل   س رةو
          vazgeçmezler, ölümü   ي                                           ي
          isteyemezler. Allah o                                                                     Hatta sadece az bir
          zalimleri bilmez mi                                                                     güruh da değil, onların
          sanıyorlar ki, âhiret yurdu                                                              ekserisi ahit tanımaz
          bizimdir, diyorlar. Oysa   ة  ذ                                                              imansızlardır.
                                                                                  ل
          Allah bütün zalimleri bilir.   لا ا ا ح ي      ف ـ  ب ر ــ ةه ـ  ك ةـي اةمةو   تا  ةب تا    ةيا   ـ   ـــ  حي ــ ةن ـ    ة ن  ـل ز ـ ةن ـ لا ا ــ في ـ ك  ف ا ة ي  ة  فنا د  ةقلةو ـ ف ــ  ة  ﴾٩٨﴿
          Bu ruh hali, kaçınılmaz                  ۛ                                                   Bakara /101 –
          olarak iki sebebin birinden                                                             Onlara, Allah katından,
          ayrı değildir. Ya bunlar:                                                                 kendilerine verilen
          “Âhiret sırf bizimdir”                                         ة                        Tevrat’ı tasdik eden bir
                                                ة
                                                                                   ة
                                                                                            ف
          derken, bunun yalan   ف      م ق  ــ ير ــ   ــ فن ــ  ه ـ ةب فم ــ ل  ةف  هذ  ــ ةب ــ  ةن اىد ـ فهةع اود  ـ ةها ـ    ةع ام   كةوا ـ ل ــ ة  ل ح  ﴾٩٩﴿نو قس اةفلا
          olduğunu bilerek      ۜ           ي                                                     Peygamber gelince, O
          söylüyorlar. Böylece âhirete                                                               Ehl-i kitapdan bir
          asla inanmıyorlar demektir.                                                             kısmı, güya gerçeği hiç
          Ya da bunların maksadı                                                           ذ       bilmiyorlarmış gibi,
          gerçek âhiret olmayıp                                                                      Allah’ın kitabını
                                                                        ة

          bekledikleri dünyevî bir   ن   ع ــ فن ــ  د     ح لا  ــ  فن   م لو ــ  سةر م   هءا ـ ا ةجام  ة ة  ﴾١٠٠﴿ ـنو  ة  ـــ فم    يل ــ  مفؤ ـ  ن   ه رةث  ل ا ك ــ
          gelecektir. Gerçekten                     ـــ ف  ة   لةو ــ ح                           arkalarına atarak ondan
          yahudiler son devirlerde                                                                   yüz çevirdiler de
          âhiret kavramını tahrif ve                                                                 [7,157; 2,89-91]
          tevil ederek şu ideale sahip
          olmuşlardır: Kendilerine
          vaad edildiğini ileri      ف             ة ح            ة
                                                                                    ل ــ ة ق د
          sürdükleri kutsal   ۗبا   ــ نك ــ ةت ـ ۛ  لا او ــ  ت نوا  ن  لا ن   م  ق  ي  ــ ير ـ   ـ ة ـ ي ي ذ ـ ة    ةن  ــ ةب ـ ةف ذ  ــــ ةع ـ فم ه  ةم ام   ح   م ــ ۛ ص ـ
          topraklarda devlet
          kurduktan sonra, bütün
          dünyayı istila edecekler,
          dünyanın tek devleti                            ف
                                               ة
                                 ة
                                                                                  ن
                                                                             ا
          olacaklardır.    ﴾١٠١﴿ ـنو   ة  ـــــ فع ـــ ل ـــ  م  ةي ل  م  ة ة  ك ــ حن ا ــــ  ه ـــ ف  ــ   فم   ه ر و  ـــ  ه ــ    ظ ءاةرةو    لا  با  نك ـــــ ةت ـ ۛ ح
                                                                           ة

                         Önceki Sayfa   Önceki Cüz Yaprak Sayfa  Sonraki Cüz Yaprak Sayfa  Sonraki Sayfa
                   Sayfa Başı                                                                   index Alfabetik
          014
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23