Page 73 - e mushaf TR pdf
P. 73

069
                         Cüz  01  02  03  04  05  06  07  08  09  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30
             Ali imran /154 –                                                                        Ali imran /155 –
          Sonra o kederin   3-Ali imran Süresi              Yaprak 05A  Cüz 03   Süre 03  Sayfa 069  İki ordunun karşılaştığı
          peşinden üzerinize bir     Bu Cüz Yaprağa git  01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 Hizb 01 02 03 04  gün içinizden arkasına
          güven duygusu indirdi.                                                                 dönüp kaçanlar var ya!
                                                          ِ ِ
                                                     َ
             Sizden bir kısmını   69       ﴾٣﴿      نرمع لا ةروس           ﴾٣﴿                      İşte onları, işlemiş
                                                             ى و
          bürüyen tatlı bir uyku                       ى ع      َ و                                  oldukları birtakım
          hali verdi.                                                                                hataları sebebiyle
                                                                                                     şeytan kaydırmak
             Bir kısmınız ise                                                م                           istemişti.
                                                                                 ة ة
                                                                ف
                                                           ل
                                                                                         ل ة
          can derdine düşmüş,   فم كـن   م ىةف ـ ة ـ ف  ا ة     ئاط ى ن شفغةيااساةع ن ىةةنةما حمةغلا   دفعةب نم   ف  ك  فـيلةع لز فنا ـ ــ حم   ث
                           ۙ                                               فم          ة               Allah yine de
             Allah hakkında                                                                        onları affetti. Çünkü
                                                                                                      Allah gafurdur,
          Cahiliye devrindekine                                                                    halimdir (çok affedici
          benzer, gerçek dışı                                                             ا         ve müsamahalıdır).
                                                                   ل
                                                                              ل ة
          şeyler düşünüyorlar:   ة ة  ظ قةح ف  ة   لا ب      ة ن ة  ةي  م  فنا  م  ةها د   ئ ـ ةف ـ  ة   ةق  ـــ ف ـ حم ـ فت ـ  ه ـ ف ـ  ف ـ  س ـ  ه ـ ف ـ ظ ـ حن ـ نو   ح غ  ـ في ـ لار ـ ح ـ حن  ة طةو ـ ا

             “Bu işin                                                                                Ali imran /156 –
          kararlaştırılmasında   م                                                                Ey iman edenler! Dini
                                        ة
          bizim yetkimiz mi var?   ة ح  ة ف ح ي ف            ة ف      ة  ف ة                ف     inkâr edip de Allah için
                                                                                     ة
          Ne gezer!” diye     ك ــ  هل  ة  ـ  ر  فملا نا ل ـ  ق ءي  ۛش ن     ـ  م ر ـ ف ـ   ف  فملا   ةنم اةن    ل ـ    لةه نولو ق    ةي ـ    ةحي ل ه اةجلا  seferde ölen veya
                                                                                                    gazalarda öldürülen
          söyleniyorlardı.                     ۜ                                    ۜ             arkadaşları hakkında:
             De ki: “Bütün     ف
          yetki ve karar    ة           ة ة   ة ة ة        ة             ل      ة ي         ن       “Bizim yanımızda

          Allah’ındır”                 لو ق ـ نو ل ــ فو ك ـ نا  ــ ةي   ۜ كل  نود  ـ فب ـ     ي لا  ةم   م  ـ ه ـ ف ـ  س ف  فنا  ــ  ـ ف ـ ي    نو   ي ــ فخ ــ  ف ـ  ۜ  ح   ل  olsalardı ne ölürler, ne
                                                                                                     de öldürülürlerdi”
                                                                                                  diyenler gibi olmayın.
             Onlar aslında
          içlerinde, sana karşı   م            م
          açığa vuramadıkları   فم ك  تو ي ب يف  م  ة ف     ق  ـ ل ل ـ  فو ك ـ فن ــ  ت ـ ي ف   اةن هنه اةن ف  ـ  ت ـ ل ـ   ق اةم  ءي ـ ف  ۛش ر ـ  ة ف    فملا   م ــ ةن اةنل ة  Allah bunu,
          birşeyler saklıyor ve                           ۜ                                      onların gönüllerinde bir
          kendi aralarında:                                                                       hasret, bir yürek yarası
                                                                                                    olarak bıraksın diye
                                                                              م                            yaptı.
             “Bu emir ve                                                             ة
                              ة
          komuta işinde bir   ة ي لتفبةي لةو   م     ج ـ  ع ـ ه ـ ف  ـ ا ۛ ض  ةم  ى    ن ي  ـ ف ةق ـ فت ـ ل لا ـ  لا  م  ة  ةع ب    ك ــ  ت ـ ۛ ـ ل ـ في ـ ه ـ  ةنيذ ح لا ـ ي ةزر  ة ل ـــ ةب ــ  Hayatı veren de,
                                                                                         ة
          payımız olsaydı, şimdi         ۛ                                                        alan da Allah’tır. Allah
          burada olmaz,
          öldürülmezdik”                                                                            bütün yaptıklarınızı
          diyorlardı.               م                                 م                                    görür.
                                                                                            ن
                            ن
                             ح لا  ةو   فم ك     ـ ـ ل ـ  بو ـ   ق ي  ـ ـ ا   يف ـ  ةم  ص  ـ  ي ـ ةم ـ  حح ـ ۛ   لةو  فم ك      ر    ـ و د   ص  يف ا   ح لا
                                                                                        ةم ـ ي
             De ki: Siz           ۜ                                                                  Ali imran /157 –
          evlerinizde dahi                                                                          Eğer Allah yolunda
                                                                                                      öldürülür veya
          olsaydınız haklarında                                                                          ölürseniz,
          ölüm takdir edilenler,         م         ة       ة ة
                                                                                   ة
                                ف
                                                           ح ح ي
          mutlaka düşüp    ىةقةتلا ةمفو ةي فم ـ  ك  ــ فـن   م  افو ح    ةت ـ لةو ـ  ةني ي ذلا نا ﴾١٥٤﴿ رو د     ـ ح ص ـ  لا    تاذ ــ  ب  مي  ةع ــ يل ــ

          ölecekleri yerlere doğru                                                                     Bilin ki Allah
          çıkacaklardı.                                                                           tarafından bir mağfiret
                                                                                                     ve rahmet, bütün
                                          ف                                                       insanların topladıkları
             Allah, sizin                                               ة
                                                                        ح
                                                            ة
                                                                                            ف
                                                                                 ة ي
                                                                           ة
                                                                         ة

          içinizde olanı sınamak   ـ ةق ـ فد  ة لةو  او  ك ــ ۛس ــ  ب ـ   اةم ض  ــ ةب ـ فع ـ   ب   ناط  ـ في ـ  ة    حشلا  ـ  م   هل زت ف سااةمحنا  ناةعفمةجلا  mallardan daha
                                                                                    ۙ
                                  ۛ
                                                                                                         hayırlıdır.
             Ve kalplerinizi her
          türlü vesveseden ve
                                                                      ة
          kirden arındırıp       ة ح  ــــ ةه ـ لاا ــ ي ي ذ ـ ةن  ا   ل  ةي ــ حياا ﴾١٥٥﴿ يــ  م  ـ يل ـ  ةح  رو       ةغ ــ  ف ـ  ة ح لا  نا  م   لا  ةع ــــ ــ ـ ةف ـ  ا ح ةع   ــ فن ـــ  ه ــ ف
                                                                   ن
                                                                                    ن
                                                                      ح ي
                                                 ۟
             Pırıl pırıl yapmak                                          ۜ
          içindir ki bunu başınıza
          getirdi.                                                     ة        م
                                                                       ح

                                                                                      ة
                                     ي
                           او بر ـ ۛضاةذا  مه  ــ  ناةو ـ ف  فخ    ل  اولا ـ ةق ةو  اورفةك   ة   ةني ي ذلاةك او  نو ـ  ك ةـتل  نـاو  ةما ــ  ن
                              ة


             Allah sinelerin
          özünü dahi bilir.
          [48,12]                                           ف                ف

                                                                                      ة ف
                                                                                            ـ
                                                                                          ي
                                                                    ح

             Bazı münâfıklar,
          müslümanlarla birlikte  ۛ اول ت ـ  ق اةمةو او ـ  تاةم اةم  ان ة  ـ فن ـ ةد     ع  او نا  ـ  فو ك ـ  ة ل  ىىز  ك ـ  نا ـ او    غ  ــ  ل    فوا ضفرلا  ف
          savaşa katıldıklarına
          pişman olmuşlardı.
          Aralarında konuşurken:
                                              ن
                                                                            ة
          “Yönetimde rolümüz      ــ ي م ـ ي ـ   ت   يةو  يـفح   لا   مه     ـــ ل ـ  بو ـــ ف   ةو ح    ي ـ   ق ي ـ  يف  ىةر  ـــ ف س ـ  ةح  ك    ح لا      ل نذ ـ  ن ة لةعفجةي ل

                                                                   ة
          olsaydı, fikrimizle   ۜ      ي          ۜ
          hareket edilseydi, böyle
          perişan olmaz, bu kadar
          ölü vermezdik”
                                                                                          ن
          diyorlardı. Böylece   ن      ح لا  ـ يب ـ ي ـ ل  ۛس ي ـ  ف   ق  ن  ة ل ةو ـ  ئ ـ ف ـ  ت ـ ل ـ  ت ـ يف  فم  ﴾١٥٦﴿ ـيـر  ــ ص  ةب  نو   ة   ب  ـ ةم ـ ةتا ــ فع ـــ ةم ـ ل ـ    ح لاةو
          Peygamberimizi itham                                       ي
          ediyor, müminlerin de
          maneviyatlarını
          bozuyorlardı.
                                 ة
                                             ة
                           ﴾١٥٧﴿ ن و ع ـ ةمفجي ام ـ ح   م رفي ـ ةخ    ةم ـ ة  فحةر ةو  ن      ح لا      ةن م    ة رففغ  ة ل م     ــ حت ـــ ف ــ ةم ـ     م فوا ل
                                          ة

                                                                            ة
                         Önceki Sayfa   Önceki Cüz Yaprak Sayfa  Sonraki Cüz Yaprak Sayfa  Sonraki Sayfa
                   Sayfa Başı                                                                   index Alfabetik
          069
   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78